27 Şubat 2009 Cuma

Audax İtaliano


1910 yılında Şili'nin başkenti Santiago'da yaşayan İtalyanların kurduğu bir ekip.Şili de pek bir başarıları yok.Güney Amerika'nın Şampiyonlar Ligi olan Copa Libertadores'e ilk defa 2007 yılında katılmayı başarmışlar.Adlarını Uzun Boylu pivot santraforları Franco Di Santo yu Chelsea ye satarak duyurmayı başardılar.Şili de Audax gibi göçmenlerin kurduğu iki kulüp daha var;
Biri, Club Deportivo Palestino;Filistinlilerin Şili'de kurduğu bir ekip,diğeri de Union Espanola; bu takımı da İspanyol göçmenler kurmuş.

Assyriska FF


İsveç'e göç eden Süryani Türklerin kurduğu Södertalje kasabasının takımıdır.CM serilerinin efsane oyuncusu Kennedy Bakırcıoğlu'da aslen bu takımdan yetişme ve Türk asıllı bir Süryanidir.Assyriska İsveçte Süryanilerin milli takımı olarak görülüyor.Birkaç yıl öncesine kadar kadroda sadece Süryanileri oynatan Assyriska artık İsveçli oyunculara da kadroda yer veriyor.Süryaniler ise dünyada çok az bir azınlık,hala Mardin'de Süryaniler yaşamakta.

Sabri Sarıoğlu


Allah biliyor Sabri ye söylediğim lafların haddi hesabı yoktur.Ama dün gece benim gözlerimi yaşartan adamdır.Yetenekleri kısıtlı ama yürekli Galatasaraylı,o yüce formaya secde yapabilecek kadar yürekli. Allah senden razı olsun aslanım benim...

26 Şubat 2009 Perşembe

Galatasaray-Bordeaux 4-3




Büyük Kaptan'ın ilk maçıydı gözlerindeki ışık belli oluyordu.Maç başladı,başlamaz olaydı 11. saniyede Bellion çıktı sahneye Meira'nın ıska geçmesi ile Klasik tezahuratımız yapılamadan golü yiyorduk.Bu golden sonra hepimiz karamsardık.Ancak çocuklar yanıltmayacaktı,direkten dönen top,kaçan goller en sonunda Arda çıktı sahneye 1-1 e getirdi durumu, gözlerindeki parıltı o sevinç yumağı herşey 2000'i hatırlatıyordu.Sami Yen bir başkaydı bugün,inliyordu cehennem.Lakabının hakkını veriyordu resmen.45 te Kewell öyle bir gol attı ki adına yaraşır!Prekazi ve Hagi'nin Monaco'ya attığı efsanevi goller geliyordu akla.Kewell'ı izlemek ayrı bir zevk,yüzünde nur var resmen bu adamın, Bordeaux kalesinin tozunu almıştı resmen Kewell.İlk yarı bitti mutlu mesut ayrıldık.




2.yarı daha iyi bir takım oyunu vardı.Kewell,Arda,Sabri,Barış bugün bambaşkalardı.Blanc bizi hafife almanın,Büyük Kaptan'ı tanımamanın acısını çekiyordu.Jussie ve Cavenagni kozlarını sahaya sürdü dakikalar ilerliyince.56 da Sabri'nin getirdiği sağdan getirdiği top ile Lincoln inanılmaz bir gol kaçırdı.Müthiş presimiz devam ediyordu bu dakikalarda,Lincoln'un muhteşem asistinde Arda harika dokunuyor skor 3-1 oluyordu bile Sami Yen şen şakrak,biz ise rahatlamış bir şekildeydik.Rehavet çökmüş olacak ki saçma 2 gol yedik önce bariz ofsayt olan Chamakh ardınan De Sanctis'in hatasını iyi değerlendiren Cavenaghi hepimizi dize getirdi.Bu dakikadan sonra Kadıköy rüyası bitecek mi acaba diye çok üzüldük.Birçok korner kullandık dakika 90 idi Lincoln'un korneri defanstan döndü ve sevinçten ağladığımız dakika geldi çattı Sabri hepimizi sevinçten ağlattı,hepimize sözünü sahada söyledi,aslan gibi oynadı Galatasaray rüyayı devam ettirdi.




Şimdi rakip Hamburg 2 maçı da kendi sahamızda oynayacağız(!)Bu maçı 2000 deki Dortmund maçına benzetiyorum.Sonu da aynı olur inşallah!

25 Şubat 2009 Çarşamba

KONSANTRASYON!


Şimdi aslanlarımız için kenetlenme zamanı bu maç Galatasaray için son şans ya tur geçilecek ya da dibe çökülecek.


Yarın 20:30 Galatasaraylılar için hayat duracak....

Oscar Gecesinin Ardından...


Yine tüm ihtişamı ile bir Oscar Gecesi geldi ve geçti.Bana da bir sinemasever olarak izlemek kaldı.Her sene olduğu gibi NTV ve CNBC-e bize bu keyfi eksiksiz yaşatmayı borç bildi.Ancak NTV'den ricam şu simültane çeviri olayını kaldırmaları.Hem kendileri yorulmasın,hemde biz yorulmayalım. Neyse konuya dönelim...




Öncelikle Oscar sunucusu Hugh Jackman'ın muhteşem sunumuna değinmek istiyorum.Sen neymişsin be abi diyorum adamın 10 parmağında 10 marifet resmen ses,karizma,dans,özgüven hepsi resmen Hugh Jackman'da toplanmış.Gecenin üzülenleri ise Angelina Jolie-Brad Pitt çifti idi.Elleri boş döndüler geceden.Sean Penn gibi bir üstadın ödül almasına inanılmaz sevindim.Milk filmini izlemedim ancak eminim ki Sean Penn haketmiştir.Mickey Rourke ise The Wrestler filmi ile bomba gibi dönmüş beyazperdeye çok özlemişiz kendisini Oscar'ı alsaydı kimse şaşırmazdı, muhteşem oyun sergilemiş kendisi.Kate Winslet ve Penelope Cruz tahmin edildiği gibi ödüllerini aldılar.Ayrıca Heath Ledger'ın ailesi ödülü almaya giderken gözlerim yaşarmadı değil.




Herkes Korkar,Bülent Korkmaz...


Büyük kaptan,Cesur Yürek ve daha nice lakap hepsi de az kalıyor onun için.Şimdi tekrar yuvada Florya'nın havasını özlemiş belli ki...


Allah yardımcısı olsun tüm Galatasaraylılar olarak arkasındayız.Hoşgeldin Büyük Kaptan...

19 Şubat 2009 Perşembe

Bordeaux-Galatasaray


Öncelikle aslanlarımızı bizleri yanıltmadıkları için tebrik ederek başlamak istiyorum yazıma.Galatasaray maça 3 lü defans kalabalık orta saha formasyonu ile başlamıştı,maça da gayet iyi başladılar önde baskı yapıp Mehmet Topal ve Ayhan ile kaptığımız toplar ile etkili olmaya başlamıştık.Oz büyücüsü 2 ay sonra sahadaydı çok özlemişiz Kewell'ı gerçekten sahadaki duruşu yeter.Bordeaux takımı ise klasik rotasyon ile başlamıştı 1-2 oyuncu dışında as kadro çıkarmıştı sahaya Laurent Blanc Wendel'in ortasına kafayı vuran Chamakh idi yürekler ağıza gelmişti resmen,gittik ve geldik.Bu ataktan sonra Bordeaux daha da bastırdı bir 10 dakika kadar etkili oyun ve baskı kurmuşlardı üstümüzde.Derken Arda nın kaptığı top ile kontraya çıktık Arda solda bomboş olan Ayhan'a aktardı ve ortaladı herkes gol sanmıştı ancak Kewell'ın vuruşunu Rame ayaklarıyla çıkarmıştı.Taktik dolayısıyla Arda biraz geri planda kalmıştı daha defansif oynamak zorunda idi.Lincoln ise pekte iyi oynamıyordu.İlk yarı dengeli bir biçimde sona erdi.

2. yarıya sonradan ağrısı olduğu için oyundan alınan Baros'un yerine Nonda oyunda idi.İkinci yarı ilk yarıda olduğu gibi Bordeaux'un sert oyunu ile devam ediyordu.Gourcuff sefilleri oynuyorrdu.Bu maçta benim gözüme batan Wendel'in muhteşem oyunu oldu.2. yarı ortadaydı Ayhan ve Mehmet Topal her bölgede SWAT ekipleri gibi güvenliği sağlıyordu.Bordeaux'da ise Diarra'nın iyi oyunu Bordeaux'yu rahatlatan kısımdı.Dengeli futbol devam ediyordu.Dakikalar geçtikçe Fransa futbolunun ne kadar baya ve sıkıcı olduğunu Ligue 1'de Lyon'un hegemonyasına son vermek isteyen Bordeaux'un futbolundan da anlıyorduk.Sertliklere taviz veriyordu hakem.Yan hakemler ise bir felaketti burdan kendilerine katarakt ameliyatı olmalarını tavsiye ediyorum.En az 2 yüzde yüzlük pozisyonumuz ofsayt gerekçesiyle saçma sapan kesiliyordu.Yorulan Kewell'ın yerine taze kan(!)Sabri giriyordu.Galatasaray oyunu orta saha bütünlüğü ile elinde tutuyordu.Bordeaux'a son 10 dakika üstünlük hakkını veriyorduk.Baskılı oyunları başlamıştı Wendel ard arda ortaları etkilş olmuyordu.De Sanctis eksiksiz oyununa devam ediyordu.Maç başladığı gibi bitti ve Galatasaray avantajlı skor ile İstanbul yolunu tutacaktı.Kadıköy'de UEFA Kupası kazanma fantezisi devam ediyordu.

17 Şubat 2009 Salı

Rigobert Song...


Gerek oynadığı futbol,gerek renkli kişilği ile Ali Sami Yen'in gördüğü en sevilen yabancı oyunculardan biriydi.Ayrıca Türkiye'ye gelmiş geçmiş en iyi defans elemanlarından biridir.Galatasaray'dan gönderilmesi bütün Galatasaraylıları üzmüştür.Hasta dediler,kalbinde sorun var denildi.Aslan Rigo Türkiye'de 2. durak olarak Trabzon'da buldu kendini.Şimdi aslanlar gibi Trabzonspor için top koşturuyor aslan yürekli.Belkide Galatasaray'dan gönderilmese Galatasaray ligde daha iyi yerlerde olabilirdi.Trabzonspor'a kattığı şeyler çok fazla bu sezon,ayrıca yanında oynayan Egemen'e de katkısı inanılmaz.Rigobert'in her yanında oynayan tandem arkadaşı gibi.Galatasaray'da çok stoper Song'dan çok şeyler öğrenmiştir.Misal olarak Servet Çetin'in bu noktaya gelmesindeki en büyük etken ve şans Song ile oynama şansı elde etmesidir.Bu sezon yönetimin yaptığı en büyük yanlıştır Rigo'yu yollamak.Popescu'da sonra Galatasaray defansına gelmiş en büyük nimetti Rigo.Şimdi ise mumla aranıyor.Tekrar Samiyen'e dönse kimsenin gıkı çıkmaz herhalde.


Yolun açık olsun Aslan parçası,özlüyoruz seni....

16 Şubat 2009 Pazartesi

İzlanda...

Belki birgün herşeyi bırakıp gidebileceğim tek nokta...

Bordeaux-Galatasaray


Bordeaux ve Galatasaray son haftalarda istikrarsız hatta kötü gitmekle beraber hafta içi bana göre UEFA kupası eşleşmelerindeki en kritik maçlardan birin yapacaklar Bordeauxlular yeni Zidane(!)Gourcuff'a güveniyorlar,Galatasaray ise Kewell ve Lincoln'ün dönmesi ile rahat bir nefes almayı planlıyor.Galatasaray'ın son 3 haftada oynadığı futbol hepimizi korkutuyor ancak bu sezonki avrupa müsabakalarımız ortada bu maçla ilgili yazılarıma devam edeceğim...

László Kubala


Bir Barcelona efsanesi,3 ayrı milli takımda oynamış bir enteresan golcü, Barca'da 329 maçta 256 gol atmış bir Macar prensi(!),efsane Ferencvaros'un yapıtaşlarından biri,Karşı kıyının sağlam savunucusu(Katalunya),Barca taraftarlarınca 20. yüzyılın en iyi futbolcusu,Barcalıların Di Stefanosu.....


Saygıyla anmak gerek 100 yılda bir geliyor böyle futbolcular.Bu arada 2002 yılında vefat etmiş....


İbisevic sonrası Hoffenheim


Tabi ki bir takımın kaderini tek bir oyuncuya bağlamamak gerek ancak;Maalesef ki hafta sonu tahmin ettiğim şey oldu yeni stadlarında Leverkusen'den 4 gol yediler.Tüm dünyanın gözü üstünde olan Hoffenheim'ın şampiyonluk hayalleri yavaş yavaş bitecek bana göre 2-3 haftaya, bu arada hafta içi Hoffenheim genç bek oyuncusu Andreas Beck ile büyük bir gurur yaşadı Andreas Beck Alman Milli Takımın'da ilk maçına çıktı.

Beckham ailesi Milano'da kalıyor(!)


Major League'nin başlaması ile sona erecek sözleşmesi hakkında endişe duyan ve Milano da kalmak isteyen David Beckham sonunda muradına erdi.Milan ile Los Angeles Galaxy'nin anlaşması ile Beckham ailesi için Milano tatili uzadı.....

15 Şubat 2009 Pazar

Beşiktaş-Trabzonspor

Galatasaray'ın puan kaybı ve Sivas'ın Bursa'da yaptığı puan kaybı ile zirve yarışının iyice arapsaçı olduğu ligimizde bu hafta Sivas'ı averaj ile takip eden Trabzonspor ve zirve puan kaybetmesi yukarılara doğru yürüsek diyen Beşiktaş karşılaştı....

Maça iyi başlayan Beşiktaş Trabzon'u Tello'nun etkili oyunu ve Ernst'in gelmesi ile toparlanmaya başlayan Beşiktaş ortasahasının iyi oyunu ile Trabzon'u kendi sahasına hapsetmişti.Fakat,ileride Nobre'nin tek başına kalması Mustafa Denizli'nin taktiksel bir hatası idi.Beşiktaş son vuruşu yapamıyordu.Eee tabi ki atamayana atarlar kuralı bir kez daha işliyordu Cale'nin muhteşem pasına hareketlenen spektakuler gollarin adamı hafta içi milli takımda Fildişi Sahillerine de gol atan Gökhan Ünal bir kez daha sahnedeydi...
Tabi ki bu golde yıllardır arkaya atılan topları kaçıran Beşiktaş defansının hatası da büyüktü sanırsam Beşiktaş takımı Cannavaro-Nesta ikilisi ile de oynasa arkaya top kaçıracak(!).Neyse biz konumuza gelelim....

2.yarının başlaması ile Kurt teknik direktör Mustafa Denizli'de ileride yalnız kalan Nobre'nin yanına Bobo'yu oyuna aldı,Yusuf Şimşek'in muhteşem kötü oyunu ile hafta içi iyileşen Delgado'ya da şans doğmuştu 2.yarı Beşiktaş yine etkili başladı Tello ortalıyordu Song ve Egemen karşılıyordu 15-20 dakika böyle geçti.Öyle goller kaçıyordu,öyle pozisyonları bitiriyordu ki Beşiktaş Tello'da artk pes etmişti derken sahneye Bobo çıktı yine Tello'nun muhteşem duran top kabiliyeti ve Bobo'nun kafa vuruşu kabiliyeti ile skor 1-1 e geliyordu.Taraftar iyice gaza gelmeye başlamıştı artık yerlerinde duramıyorlardı zorla attıracaklardı resmen takıma golü!

77 de gelen gol takımı fena ateşlemişti illa ki 2. gol gelmeliydi ortadan Ernst hiçbir topu ziyan etmedi Cisse'nin ekstra katkısı da yadsınamaz idi tabi ki Delgado sahada var mıydı yok muydu belli değildi ancak Beşiktaş bekleri İbrahim Üzülmez ve Toraman olduğu için her an gol yiyebilirdi Beşiktaş,Slyva,Egemen,Tayfun,Song ve Cale'nin muhteşem oyunları devam ediyordu ayrıca acaba Ersun hoca ve Trabzonspor yönetimi pişman mıdır Alanzinho transferine?Benim izlediğim kadarıyla sadece hızdan ibaret bu oyuncu...

Yorulan Tello 89. dakikada oyundan çıkmıştı yerine İsveç'ten gelen gurbetçi Erkan Zengin giriyordu fakat doldur boşaltlar etkisiz kalınca 20. haftanın son maçı'da beraberlik ile sona eriyordu.

Blog dünyasına girmiş bulunmaktayım herkese merhabalar..

Öncelikle futbolsever arkadaşlarımız için oluşturacağım bu blogda Avrupa futbolu,dünya futbolu ve Türkiye futbolu ile ilgili güncel yazılar,haberler ve metinler bulunacak.Çok yakından takip ettiğim büyüklerimin bloglarından aldığım gaz ile bu işe girmiş bulunmaktayım destur bismillah diyorum...